Kaosun Tao’su

Kaosun Tao’su

Hanna Moog

Yin maksimum sıkışma konumuna geldiği an, onun zıddı olan yang harekete geçer. Yang maksimum genişleme konumuna geldiği an ise, yine Yin harekete geçer. 

Bu ritmik oluşumlar, Çinlilerin “I Ching” sisteminin temelini oluşturur. I Ching Değişimin Kitabı adlı kitapta açıklanmıştır. Bu kitabın önsözü şöyle başlıyor: “Bazen gölgeli taraftan, bazen de aydınlık taraftan; işte gerçek yol bu.”
Bilindiği gibi Batılı doğa bilimi 16.-17. yy’dan beri yolun aydınlık tarafını seçmiştir. Rasyonellik ve mantık; aydınlık ışık ile betimlenmiştir. Bütün kuralsızlıklar, görülmeyenler ve açıklanamayan sübjektif görüşler ise karanlık ile betimlenmiştir. Karanlık taraf (Yin), Orkus’a sürgüne gönderilmiştir. 

“İnanıyorum ki, dinamik kaosun keşfi sonucu, bugünkü yaratıcı araştırma metotları ortaya çıkmıştır. “ Bu sözler Amerikalı Katya Walter’e ait. Katya Walter, kaos ile genler arasındaki benzerlikleri araştırmış bir bilim adamıdır. Bu araştırmaların sonuçlarını, I Ching ve Genetik Kodlar adlı kitabında yayımlamıştır. I Ching sistemi yaklaşık 5.000 yıl önce Çin’de doğmuştur.

KAOS, ON BİN ŞEYİN ANASIDIR

Lao Tse’nin (M.Ö. 500) kaos formülü şu cümleyle başlar:

Tao bir “Bir” oluşturur.
Bu “Bir”, bir “iki” oluşturur. 
Bu “iki”, bir “üç” oluşturur.
Bu “üç”, on bin şey oluşturur.

Bu açıklama için matematikçi James Yore ve öğrencisi Tien-Yien-Li “3. periyot, kaosu oluşturur” diyorlar. Bu bilim adamları, tahrik edilmiş, tesir almış, duygulanmış haldeki bir birimin, (tıpkı bir insanın tekamülü gibi) bir periyottan diğer bir periyoda atlayarak dallanan ve gelişen kompleks dinamik bir sistem üzerinde çalışıyorlar. Ayrıca bu düzenli ve kurallı dallanmalar giderek karmakarışık bir hal alır. Bu kaos içinde tek tek olmasa bile ileride olacak olan olaylar genel olarak tahmin edilebilir. Bu iki matematikçi yukarıda açıklanan olayları, I Ching sistemi uygulayarak inceliyorlar. 

Bu araştırmaların sonucu olarak Katya Walter şu çıkarıma varıyor: I Ching’in sekiz adet Trigramı (üç çizgiden oluşan şekil) vardır. Bir trigram sadece üç adet çizgiden oluşur. Ama bu üç basit çizgi, kompleks bir kaos örneğini ifade eder. Bir kaos programının çekirdeği içinde bu trigramlar vardır. Genlerde (DNA) de aynı matematiksel örnek geçerlidir. Bu örneklerin en ünlülerinden birisi olan “Elma Adamı”nın oluşum prensibi; belli bir şeklin, farklı büyüklükteki kopyasının tekrarlanarak çizilmesidir. Aynı prensibi 8 trigram için de düşünebiliriz. Walter bu prensip için, “Böylelikle zaman ve mekan içinde fiziksel (ve metafiziksel) nesneler şekil değiştirir.” diyor. 

Birbirine bağlı çift trigramlara hexagram denir. Her bir hexagram kendine özgü bir anlam içerir. Hexagramlara bakılarak metapsişik rezonans (zar atma, bir koyunun bağırsağına bakma) yardımıyla gelecek ile ilgili kehanetlerde bulunulabilir.

GENETİK KODLAR ve I CHING

Bir canlının genleri, o canlının geçmiş ve gelecek zaman dilimleri içindeki tekamülü hakkında bilgiler içerir. I Ching tarafından kullanılan 64 Hexagram ya tohum ya da filiz olarak betimlenmiştir. Bu imler sayesinde geçmiş ve gelecek hakkında bilgiler edinilebilir.

70’li yıllarda I Ching ile genler arasında paralel bir yapı ve anlam benzerliği olduğu anlaşıldı. Bu konu üzerinde ilk araştırmaları yapanlardan birisi de Dr. Martin Schönberger’dir. Çalışmalarını Yaşamın Gizli Anahtarı: Dünya Formülü I Ching ve Genetik Kodlar adında bir kitapta topladı (Scherz Yayınevi, Münih 1973). Bu kitabın büyük bir bölümünü genlerin sembolik olarak karşılığını veren tablolar oluşturuyordu. 

Şimdi de biraz genlerin yapısını inceleyelim: Genlerin temel yapısı dört çeşit bazdan oluşur. Genlerin çeşitliliği bu dört genin kendi arasındaki kombinezonu sonucu ortaya çıkıyor. Bu bazların adı Tymin (Timin), Cytosin (Sitozin), Guanin ve Adenin’dir. Kısaca T, C; G ve A harfleri ile gösterilir. T ve C kendi aralarında birleşerek Purin’i oluşturur. 

Pyrimidin (Pirimidin) ve Purin (Pürin), Yin ve Yang’a benzetilebilir. Her 4 baz, I Ching sisteminin bigramları ile eşlenebilir. Bigramlar sayesinde, bir sonraki adımın ne olacağı (Yin mi yoksa Yang mı?) belirlenir. Yin — — ile ve Yang — — ile gösterilir. 
Walter dört baz ile bigramlar arasında şu sembolleri kullanıyor:

T Sakin olan Yin — —
C Hareketli olan Yin — —
A Sakin olan Yang 
G Hareketli olan Yang — — 

CAU veya GAA gibi bazlar kendi aralarında birer üçlü oluşturarak eşlenirler. Böylelikle 43=64 farklı şekilde dizilebilirler. I Ching sisteminde geçen Hexagramların sayısı da 64’e eşittir. 
Her iki sistemdeki benzerlikler bu kadarla bitmiyor: I Ching sisteminde kullanılan Hexagramlar kendi içinde de eşlenebilirler. Yani bir Hexagramdaki birinci çizgiyle dördüncü çizgi, ikinci çizgiyle beşinci çizgi ve üçüncü çizgiyle altıncı çizgi birbiriyle eşlenir.

Buna benzer bir eşleşme, DNA’lar için de geçerlidir. 

Bir canlının en önemli yapıtaşı proteinlerdir. Proteinlerin yapısını amino asitler oluşturur. Şu ana kadar 20 çeşit amino asit bulunmuştur. Amino asitlerin protein molekülü içinde hangi sırada ve sayıda yerleşeceğini DNA molekülü saplar. DNA bu işi RNA moleküllerini kullanarak yapar. DNA kendine uygun bir haberci RNA sentezler, bu RNA aldığı mesajı stoplazmadaki ribozoma getirir. Bu mesaja göre RNA’lar kendilerine özgü olarak taşıdıkları amino asit türlerini getirip dizerler. Böylece proteinler oluşur. Amino asitlerin dizilmesi bir “start (başla)” mesajı ile başlar ve üç adet “stop (dur)” mesajı ile sona erer. 

Katya Walter araştırmalarını o kadar ilerletmiştir ki, artık bir RNA’yı adım adım (I Ching yöntemi ile ) izleyebilmektedir. 
Örnek olarak verilen şekildeki 60. Hexagram “sınırlama” (veya daralma, azalma), 58. Hexagram ise “Neşe, Keyif” anlamına geliyor. Genlerin sembolik olarak karşılığını veren tabloda 58. hexagram Serin amino asitine karşılık gelir (AGC).

Serin, beyin fonksiyonlarının çalışmasına yardım eder. Vücutta serinin azalması sonucu beynin ve sinirlerin çalışması yavaşlar. Richard Wilhwelm, 58. Hexagramı şöyle yorumluyor: “Eğer iki deniz birbirine bağlı ise, insan bedeni kolay kolay yorulmaz. Çünki her iki deniz birbirlerini destekler ve zenginleştirir. Bilim için de aynen böyledir. Bilim daima canlı ve taze olan bir kuvvettir. Bu kuvvetin aynı düzeyde kalması ancak aynı düşüncelere sahip olan kişiler sayesinde olur. Böylece bilim çok yönlü ve daha kolay anlaşılır hale gelir.” 

Ele alacağımız bir diğer örnek ise AAG ile simgelenmiş olan Lisin amino asitidir (14. Hexagram). Walter’e göre, 14. Hexagram, “Büyüklerin Malı” anlamına geliyor. Lisin eklemlerde bulunan kıkırdakların gelişmesine yardım eder. Lisin az olduğu zaman bir insan cüce kalabilir. Lisinin varlığı ile “Büyüklerin Malı” deyimi arasında bir bağlantı vardır. 

Diğer bir örnek ise 33. Hexagram ve stop (dur) mesajını veren UAA’dır. I Ching’de bu Hexagram “çekilme” anlamındadır. Ribozoma bu mesaj geldiği zaman protein üretiminin sona ereceğini anlar. Bir sonraki Hexagram (56. Hexagram) trafik lambalarındaki sarı ışık gibidir. Bu hexagramın anlamı “Dikkatli Seyahat”tir. Bir sonraki (12.) Hexagram da “Durgunluk, sakinlik” anlamına geliyor. 

Bu çalışmalarla ilgili olarak Katya Walter şunu söylüyor: “Hexagramları kullanarak genler ve amino asitler hakkında daha da çok bilgi edinilebilir.”

Doğu düşüncesi ile batı düşüncesi arasındaki uçurum, kaos araştırmaları ile daha da çok kapanmaya başlamıştır. Kaos sayesinde, çeşitli değişimleri aynı anda görme imkanı oluştu. 
I Ching sistemi içinde sadece kaos teorisi yoktur. Ayrıca (binary) bineer / ikili sistem de I Ching içinde geçer. Çok karışık olan kodlar, bineer sistem ile daha kolay anlaşılabilir. Bilgisayarda kullanılan sistem de bineer sistemdir.

I CHING DEĞİŞİMİN KİTABI

Çinlilerin ünlü kehanet kitabı olan I Ching, bundan yaklaşık olarak 5000 yıl önce yazılmıştır. 

64 adet simgesi vardır. Bu simgeler ile dünyanın düzenini açıklamaktadır. Simgelere hexagram adı verilir. Her hexagram 6 çizgiden oluşur. Örneğin 11. Hexagram ( ) “Barış” anlamına gelir. Hexagramlar iki adet Trigramdan oluşmuştur. Bu örnekteki ( ) trigramı “Gök”; ( ) trigramı ise “Yer” anlamına geliyor. I Ching’te kullanılan trigramların anlamları şunlardır: Gök gürlemesi, Deniz ve Dağ; bunlar dünyadaki bütün oluşumları sağlayan 8 ana kuvvettir. Ama bütün sistem, iki ana kuvvetten oluşur: Yin — — ve Yang — —. Hexagramların yalın anlamları ve isimleri ancak 11. yy’da yazılı olarak açıklanmıştır. Konfuçyüs’ün okulunda da I Ching öğretilmiştir. 

Bu kitap Almanya’ya bir misyoner olan Richard Wilhelm tarafından getirilmiştir. Hermann Hesse, Boncuk Oyunu adlı kitabını I Ching’den esinlenerek yazmıştır.