Yaşayacağımız Realiteyi Seçme Hakkı

YAŞAYACAĞIMIZ REALİTEYİ SEÇME HAKKI

-Işın Gültutan-

                 Yaz ayı sıcakları ile birlikte güneşin iyice kendini hissettirerek, günlerin yakıcı olmaya başladığı zamanlardayız. İçeriden bir ses; kış ayları boyunca hep çalıştın, koşuşturdun. “Şimdi otur, dinlen, tatilin tadını çıkar” diyor her birimizde. Hem sıcakların rehavetiyle kolumu bile kaldırasım yok desek de, içeriden bir ses “an bu an”, neden boş duruyorsun kendi üzerinde çalışmanın yazı kışı olmaz, bunlar birer tampon veya bunlar ancak ve ancak mevsimlerle özdeşleşme olabilir dediğini duyar gibiyizdir.

                Evet nerede olursak olalım, hangi işte yada ortamda, her zaman kendi kendimizleyiz. Dünya realitesine göre gelen olay karşısında içimizdeki sesler, duygular her an çalkalanmakta, düalite ilkesi gereği sarkacın gidip gelmesi gibi durumlarımız her an değişmektedir. Asıl olan anda değişen duygu ve düşüncelerimizi dolayısıyla durumlarımızı yakalayabilip, altta yatan nedenleri tespit edebilmektedir. Sorun olarak gördüğümüz şeyler aslında gerçeklikle alakalı mıdır? Yoksa sorunlar insan zihninde midir?

                Gerçeklik bizim neyi nasıl anlamlandırdığımızda saklıdır. Sorun varsa değişmesi gereken biziz, zaten sorun yaşadığımız nokta da kendini sürekli göstermektedir. Tüm zorlandığımız hayat mücadelelerinden; ancak kendi iç dinamiklerimizi daha iyi tanıyarak çıkabiliriz. Böylece insanları, hayatı daha iyi anlamlandırıp, tüm olayları içsel büyüyebilmek için fırsat olarak görebiliriz. Ve eminiz ki baktığınız anlama göre hayatlarımız değişebilmektedir… Mutluluğun veya mutsuzluğun kaynağı da tamda burada belirmektedir. Bize çarpan girdiyi içeride nasıl anlamlandırdığımız, hayata bakışımızı belirler. Mutluluk denen duygu, dengede yaşayabilme yeteneğidir. Eğer her duyguya karşı içimizde dengede kalabiliyorsak ve hele birde bilgi seviyemizi de donatabiliyorsak eğer; bilinçli ve sağlam adımlarla hayatta yürüyebiliyoruz demektir.

                Dünya biz ve tüm varlıklar için bir okuldur. Bu okulu başarıyla bitirebilmek için sürekli üzerimizde çalışmak, olumlu- olumsuz duygu ve düşüncelerimizi sahiplenip, kabullenmek ve onları sürekli dönüştürmek için azami çaba sarf etmek ödevimizdir. Varlığımıza verdiğimiz sözü yerine getirmek için bedenlendik. Bu sözü yerine getirmek demek; asıl olan bu bedenlenmemizde, tam da bu koşullarda hayatlarımızı daha iyi bitirmek ve gelmeden önce yaptığımız yaşam planımızı tam olarak gerçekleştirebilmektir.

                En önemli an her zaman şu an’dır.

                En önemli insan her zaman tam olarak karşında şu an oturan kişidir.

                En gerekli çalışma her zaman sevgidir. MeisterEckhart

                Sevgi; çekilimdir. Sevgi; en önemli gelişim aracıdır. Sevgi; bireysel olarak iç dünyamızla dengede yaşamamıza ve dünyamıza ise barış yolunu açacak bir kapıdır.

                Sevgi; baştan aşağı nakledici olmak, bir realiteyi bir duygu halinde yaşamaktır. Hangi realiteyi yaşamak istiyoruz? Vicdan mekanizması çerçevesinde gelişimimizdeki şuurumuzun tezahürü olan Sevgi,fedakârlık, huzur ve mutluluk duygularını mı? Otomatik davranış kalıplarından kaynaklanan huzursuzluk, anlamsızlık, gurur, kibir gibi kaba titreşimlerin yönettiği ağırlaşmış duyguları mı?

                Kâinattaki varlıkların bütün hareketlerinin hedefi en üstte, vazife aşamasıdır.İnsanlığın içinde bulunduğu şuursuz, otomatik, uykudaki nefsaniyetinden “uyanma”; idrak ve vicdan seviyesinin yükselmesi ile olabilecektir. Şuurlu vazife hayatı ise, okul dediğimiz dünyamızda eğitim uygulamalarının en sonuncusu olacaktır. Bunun sonu ise okuldan mezuniyettir. Herkes gibi, bu dünyaya gelmeden önce, varlığımız ne yapması gerektiğini biliyordu. Zorluklar, engeller varlığın şuurlanması için gereken işlemlerin bir parçasıdır ve gayretlerimiz ile liyakat ölçülerine ulaşabiliriz. Haydi, an bu andır ve tek gerçeğimiz şimdi yola çıkmaktır.

Dünya realitesindeki maddi imkânlarından vicdanın üst kademeleri ölçüsünde yararlanabilmek, öz varlığımızda saklı olan bütün kıymetler; Sevgi, ışık, bilgi, idrak, vicdan, vazife unsurlarını dünyamızda şuurlu olarak yayabilmek, vazife sezgisini hissedebilmek dileklerimizdir.

Işın Gültutan -Temmuz-2018