Dünya Dışı Sinyal

Dünya Dışı Bir Sinyale Nasıl Cevap Vereceğiz? 

John Billingham

1960’lardan beri bilim adamları, mühendisler, avukatlar, politikacılar ve dünyanın her yanından başkaları, dünya dışı zeka araştırmalarından yükselen meselelerin hepsiyle göğüs göğüse mücadele etmektedir. Son zamanlarda sinyal saptama ile ilgili meseleler, bu tartışmanın büyük bir kısmının odağı haline geldi. 1989’da, Uluslararası Astronotlar Akademisinin SETI komitesi, SETI gözlemcilerinin dünya dışı bir uygarlığı keşfettikten sonra ne yapması gerektiğini tavsiye eden aydınlatıcı yazılar yazmıştır. Bu komite, şimdi daha önceden bilmediğimiz bir uygarlığa nasıl veya hangi şartlarda cevap vereceğimizin bir taslak dokümanını dağıtmaktadır.

KEŞİF TARTIŞMASI BAŞLAMAKTADIR

1960’ların sonunda, Çek Bilimler Akademisinden Rudolf Pesek, Uluslararası Astronotlar Akademisinde yeni bir SETI komitesinin oluşması için sıkı bir kampanya yapmıştır. Komite, ilk başkanı Pesek olmak üzere 1970’de kurulmuştu. Bu komitenin amacı, özellikle uluslararası önemi olan bütün SETI ile ilgili konuların takip edilmesi için olanak sağlamak ve Uluslararası Astronomik Federasyonun yıllık bilimsel Ekim kongre ve seminerlerini yönetmekti.
İlk SETI toplantıları 1971’de Viyana Kongresinde yapılmıştır. O toplantıda Bernard (Barney) Oliver dünya dışı varlıkların nasıl araştırılacağını ilk keşfetme çabalarından biri olan, henüz bitmiş Cyclop (Siklop: Tepegöz) Projesinin sonuçlarını sunmuştu. Araya giren 25 yıl boyunca her kongrede, iki SETI toplantısı yapılır olmuştur.
Sonunda komite, yıllık toplantılardan birini bilim ve teknolojiye, diğerini de “SETI’nin disiplinlerarası yönüne” tahsis etmiştir. Bunlar uluslararası, tarihi, sosyal, politik, yasal, kurumsal ve dünya dışı zeki yaşamın keşfinin sonuçlarını ve medyadaki görünümlerini içermektedir.

Bu alanlarda mücadele etmek açıkçası zor olmasına rağmen komite, önemli olduğunu düşünmekte ve bir tartışma alanını hak ettiğini hissetmektedir. Bazı yayınlar, uluslararası arenada aktif olarak izlenebilecek kadar önemli olarak düşünülmektedir. Böylesi iki girişim olan saptama ve cevaplama meseleleri artık tartışılmaktadır.

SAPTAMA BİLDİRGESİ

1980’lerde, dünya dışı uygarlıktan gelecek bir sinyalin açık biçimde saptanmasından sonra atılması gereken adımlar hakkında gittikçe ve daha çok soru soruluyordu. Uluslararası Astronotik Akademisinin SETI komitesi, meseleleri belirlemek için bir alt komite oluşturdu ve bir uzay politikası uzmanı olan Michael Michaud’tan bunun sorumluluğunu yüklenmesini istedi. Bunun hazırlanmasında Jill Tarter (NASA’nın SETI projesi için sonradan düşünülen bir bilim adamı) büyük bir rol oynadı ama saygın uzay avukatı Vladimir Kopal dahil olmak üzere birçoğu buna katılmıştı.

Alt komite, birçok çalışma ve revizyondan sonra, 1989’da bir tasarı dokümanı hazırladı. Bu, “dünya dışı zekanın keşfinden sonraki faaliyetlerin ilkeleri bildirgesi“ başlığını taşıyordu.

Bildirge, bir sinyali saptayan kimse için hassas bir yol gösterici kılavuzdan başka bir şey değildir. Sinyalin dünya dışı zeka kökeninin belirlenmesinin çok önemli olduğunu belirtmekte ve saptayan kişiyi bütün kabul edilir kanallar yoluyla bunu yayınlamaya ve arşivlemeye sevk etmektedir. Ayrıca “Herkese anlatın“ demektedir.

Doküman 1989’da Uluslararası Astronotik Akademisinin güvenilir yöneticileri ve Uluslararası Uzay Kanunu Enstitüsünün direktörler masası tarafından uygun bulundu. Sonraki yıllarda Uzay Araştırması Komitesi, Uluslararası Astronomik Birliği, Uluslararası Astronot Federasyonu ve Uluslararası Bilimsel Radyo Birliği komitesinin üyeleri tarafından tasdik edildi. Bildirge yaygınlaşmıştı ama onun uluslararası anlaşma veya tavır şeklinde hiçbir yasal statüsü yoktur. Bildirgenin prensiplerine razı olmak tamamen gönüllü bir katılımdır.

SİNYALE CEVAP VERMEK

Bildirgenin 8. ilkesi şunu belirtmektedir: “Bir sinyale veya dünya dışı zekanın başka bir deliline uluslararası uygun bir konsültasyon olmaksızın hiçbir cevap verilmemelidir. Böylesine bir konsültasyonun süreci ayrı bir onaylamanın, bildirgenin veya kararın konusu olacaktır.” Alt komite bu diğer bildirge üzerinde de çalışmaya başlamıştı.
Alt komite üyeleri, dünya dışı bir uygarlığa gönderilen mesajlarda pek derin felsefi ve siyasi soruların olması gerektiği sonucuna varmıştır:
* Bir sinyale cevap vermeli miyiz ?
* Eğer vereceksek, ne söylemeliyiz ?
* İnsanlık tek bir sesle mi yoksa çok sesle mi cevap vermelidir?
* Kim karar verir?
* Durumu belirlerken nasıl hareket etmeliyiz?

Bu sorular ilginç bir bilimsel projenin oldukça ötesine geçmektedir. Komite bu soruları “Dünya dışı uygarlıklarla iletişim kurma ihtimalini denemek için bir karar süreci” başlıklı yeni doküman taslağını hazırlarken tasarlamıştır.
SETI komitesi bu meselelerin, Birleşmiş Milletlerin ele alması için kafi derecede ağırlık taşır güçte olmasını göz önünde bulundurmuştur. Doküman, bilimsel ve teknolojik geçmişi özetlemekte, meseleleri ortaya koymakta, tartışılması için bir ilkeler taslağını belirlemekte ve en önemlisi, Dış Uzayın Barışçıl Kullanımı adlı BM komitesine, incelemek üzere bir kopya yollamayı önermektedir.

Durum yazısı 1995 Ekim ayında Uluslararası Uzay Kanunu Enstitüsü tarafından tasdik edilmiş ve Uluslararası Astronotik Akademisi tarafından uygun bulunmuştur. O zamandan beri doküman, herkese açılmıştır. Uluslararası Astronotik Akademisi başkanı tarafından, bütün ilgili uluslara dikkatlerini Dış Uzayın Barışçıl Kullanımı komitesine çekmek için gönderilecektir.

SETI komitesi, bu konuların çok önemli olduğunu ve geniş bir şekilde araştırılması gerektiğini düşünüyor. Zaten çeşitli makaleler hazırlama sebebinin bir kısmı ilgi uyandırmak, tartışma ve ciddi çalışma yapılmasını sağlamak ve irtibatla ilgili bütün bu sorulara katılım sağlamaktır.

Bioastronomy News, Cilt 8 Sayı 3’ten
Çeviren: Burak ERKER