Ruhun Yasası
Kızıl Bulut-
ESTELLE ROBERTS saygın bir İngiliz medyumdu. Yetenekleri sekiz yaşındayken tezahür etmiş ve Bayan Roberts 81 yaşında ölene dek hiç eksilmeden devam etmişti. Daha küçücük bir çocukken, “Ruhların sesleri benimle her zaman konuştular. Bana bilmediğim şeyleri, asla tahmin edemeyeceğim şeyleri söylediler” demekteydi. Rehber varlığı olan Kızıl Bulut (RedCloud) da en az Bayan Roberts kadar sevilmekledir. Aşağıda, onun Evrensel Yasa hakkındaki bir tebliğini sunuyoruz.
***
Çok az kişi evreninizin yasalarının gerçekliğini kavrayabilir. Yaşamınızın ilk yıllarını kapsayan yasaların çoğunu bilirsiniz. Uyuma, beslenme ve dinlenme yasalarını bilirisiniz. Dinlenmeyen insanın, fiziksel var oluşu terk ettiğini bilirsiniz. Yemeyen veya içmeyen insanın da aynı yasaya itaat ettiğini bilirsiniz. Ama tüm varoluşa hükmeden ruhun yasasını ne kadar azınız anlayıp kavrar.
Gelmiş geçmiş tüm peygamberlerin öğretisinin, yasanın uygulanması olduğu gerçeğini çok az kişi kavramaktadır. Bugün, bu âlemdeki bizler sizlerle konuştuğumuzda; dün, bugün ve ebediyen aynı olan çağların yasasına itaat etmekteyiz. Onların öğretmiş olduğu, Evrensel Yasayı uygularız.
Sizlere, “Tanrı ruhtur ve O’na ibadet edenler ruhta ve hakikatte ibadet etmelidir.” denilmişti. Tanrı’nın ne olduğuna dair ilk büyük ifşaatı o zaman duymuştunuz.
Eskilerin havarileri, kâhinleri, görücüleri, siz onlara ne derseniz deyin, “İlk yasa nedir?” diye sorduklarında onlara, uygulanacak ilk yasanın sevgi yasası olduğu, evrenin tüm yasalarının sevgi üzerine inşa edildiği söylenmişti. Tüm evrenin yönetici unsurunu böylece anlamaya başlarız.
Yasa buysa eğer, dünyasal âleminizde faaliyet halinde midir? Bu ilk büyük yasayı taşımaya, uygulamaya gayret ediyor musunuz? Dünyanız, sevgi olan Ruhun Yasası’na doğru uyanmaya başlıyor mu?
Bunu, dünyanızdaki birçok insanla tartıştım ve onlar şöyle dediler: “Her insanı sevmek imkânsızdır”.
Sizler, bu yasanın tezahürlerisiniz. Sizler yasanın birer parçasısınız. Sizler, büyük Sevgi Tanrısının parçalarısınız. Size bugün, dünyasal âleminizde neyin yanlış olduğunu soruyorum.
Niçin kaos, sıkıntı, ıstırap, karanlık, açlık, didişme ve kan dökme var? Yasa böyle mi uygulanır? Yoksa bu kaosun sebebi, yasanın yaşamlarınızdan dışlanması mıdır?
Herkesin özgür iradesi olduğunu fark etmenizi sağlamalıyım, evrensel iyilik yasasına göre faaliyet göstermeyi ya da “Ben, sizdeyim ve siz de bendesiniz” kısmını dışlamayı seçecek bir özgür iradeniz var. İçinizde yaşayan Tanrı’nın nefesini koruyup korumamak tamamen size kalmıştır; ister onu destekleyip besler ister dünyasal varoluşunuz boyunca onun uykuda kalmasını sağlarsınız.
Bana “Bütün insanları sevmek zordur,” dediğinizde, size gelmiş geçmiş tüm peygamberleri hatırlatırım. Kaçınız, dünyayı bir düzene sokmak için bir şeyler yapma arzusunu ruhlarınıza getirecek olan bu yasanın küçük bir kıvılcımını en hoşgörülü haliniz içinde bile taşıyıp uygulayabilir?
Siz bütün insanları sevemezsiniz ama sizlere, hepinizin sevildiği anlatıldı ancak dünyanız, ruhun yasasına itaat etmedi. Sizlere öğretilen yasalardan biri de şuydu: “Önce Tanrı’nın krallığını isteyin, sonra tüm zenginlikler size verilecektir.” Bu sözlerin sadece bir cümle olduğunu mu düşündünüz acaba?
Bu alemdeki bizlere, niçin böyle düzensiz, kaos içinde yaşamakta olduğunuzu sorduğunuzda, biliriz ki insan önce “Tanrının krallığını” değil de “tüm zenginlikler” denilen ikinci yasanın tezahürünü arzulamıştır.
İnsan maddenin illüzyonunu, maddeciliğin illüzyonunu istemiştir ve ruhun yasasını dışlamıştır.
Maddeciliği tanrı yaptınız ve onun sizi yanılttığını görüyorsunuz: savaşlarınız ve savaş söylentileriniz, kan dökülen çatışmalarınız, iflaslarınız, rezillikleriniz, kederleriniz, ıstıraplarınız oldu.
İnsan ruhun yasasını, evrensel yasayı ne kadar da az anlamaktadır ama ruhunda onu bilir çünkü insanın ruhu, yasanın kendi çevresindeki titreşimlerine tepki vermektedir. Size “İstediğiniz gibi çalıp çırpabilirsiniz” deseydim, kendi ruhunuz hakikatin titreşimlerine derhal tepki verir ve sizi kötü yola sevk ettiğimi bilirdiniz.
İşte bu yüzden bilin ki, gece ve gündüz kadar mükemmel olan bu yasalara tepki verebilirsiniz ve vermektesiniz. Muhtemelen şöyle diyeceksiniz, “Bu yasalar neden meydana gelmiştir? Onlarla nasıl temasa geçeriz?”
“İnsanların hepsini sevemem.” diye düşündüğünüzde size öğretilenleri hatırlayın: “Ruhun bütün hediyelerine sahip olabilirsiniz ama hiç yardımsever değilseniz, sizler ses çıkaran çalgı gibi veya çınlayan bir büyük zil gibi olursunuz.”
Böyle bir ruhun yasalarından biri yardımseverliktir. Ne yardımseverliği? Yardımseverlik düşüncesi, içinizdeki yardımseverlik, siz Tanrı’nın ilahi yasalarını yerine getirir ve uygularsanız, zaten içinizde olan bu yasalara yavaşça tepki verirseniz, yasanın uygulanması demek olan hoşgörü ve yardımseverliğe uyanabilirsiniz.
Zihnin, ruhun sunağı olduğunu hatırlayın; sizler Tanrı’nın bu büyük ve güçlendirici sevgisine tepki verdikçe, diğer insanların görüşlerini anlamaya başlarsınız ve “onları yargılamazsınız”.
Başlangıçta, Tanrı insana hayat nefesini üfledi ve insan, canlı bir ruh haline geldi. Peki ruhu ne besleyecek? Ruh nasıl büyüyecek? Size bütün dinlerde, ruhun ebedi olduğu öğretildi. Size ruhun, evrim yoluyla ilerlemesi gerektiği öğretildi.
Peki ama ilerleyecek olan nedir? Destek nedir, gıda nedir, “İnsan sadece ekmekle yaşamaz, Tanrı’nın sözleriyle de yaşar.” denilen şey nedir?
Yasa dört bir yanınızdadır. Zihnin sunak olduğunu hatırlayarak, onu canlı bir nefes halinde ruhunuzun içine alabilirsiniz.
Zihin, şuurun ruhu beslemek için içine aktığı sunaktır.
Zihin safsa siz gerçekten merhametlisinizdir, siz gerçekten yardımseversinizdir, siz başkalarını lanetlemez ve yargılamazsınız çünkü siz, ruhun yasası ile bir haldesinizdir ve ruhun yasası, Tanrı’dır.
Yasayı uygulamak için yasanın hizmetlisi haline gelmeniz gerektiğini hatırlayın; sizler ruhun şuuruna doğru ilerlerken ilk arzunuzun, insanlığa hizmet etmek olması çok doğaldır.
Yasayı uygulamak için alçakgönüllü ve sabırlı olmanız gerektiğini hatırlayın. Bu evreye ulaşıncaya dek, yasayı uygulamış olmayacaksınız.
Zihin safsa siz gerçekten merhametlisinizdir, siz gerçekten yardımseversinizdir, siz başkalarını lanetlemez ve yargılamazsınız çünkü siz, ruhun yasası ile bir haldesinizdir ve ruhun yasası Tanrı’dır.
TwoWorlds dergisinden çeviren: Veli Mete