Genetik Mühendisliği

Genetik Mühendisliği

Nicanor Perias-

 BİLİM BİR TEHDİT HALİNE GELEBİLİR Mİ?

Biyoteknolojinin faydalarının her yerde ve her fırsatta reklam edildiğini görüyoruz, ama riskleri çok az tartışılmaktadır. Çoğumuz için bilinmez olan gerçek şu ki, genetik mühedisliğin tehlikeleri zaten yüzeye çıkmaya başladı. Bu makalede, biyomühendisliğin sonuçlarının önceden tahmin edilemez ve sık sık da tehlikeli olduğunu gösteren problem çeşitleri üstüne bazı yorumlar bulacaksınız.
Amerikalı bilim adamları, AIDS virüsüne ait tüm genetik bilgiyi laboratuvar faresine yerleştirdiler. 1990 yılının Şubat ayında, AIDS virüsü faredeki mevcut retrovirüsler ile birleştiğinde, potansiyel bir SÜPER AIDS yaratılışını rapor ettiler. Bir bilim adamı ise bu yeni virüsün havadan nakledilebilir olduğunu ifade etti.
L-tryptophan, yıllardan beri sağlıklı yiyecek mağazalarında uykusuzluk ve depresyon tedavisi için satılan doğal bir üründür. Tüketimi güvenliydi. Ancak, bir Japon firması ürünü genetik mühendislik yoluyla üretmeye başladı. Marketlere ulaştığında, L-trytophan’ın genetik olarak değiştirilmiş versiyonunu tüketen düzenilerce kişi öldü ve yüzlercesi ciddi olarak hastalandı.
İnsülin, genetik mühendisliğin ilk ticari ürünüdür. Bununla birlikte, genetik mühendislikle üretilen insülinin bazı İngiliz kullanıcıları şuurlarını kaybederek bayılmışlardır. Sayıları 500’ü bulan şeker hastası ise Eli Lilly firmasına karşı dava açtı.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri’ndeki binlerce çocuk biyoteknolojiyle üretilen insan büyüme hormonunu kullanmaktadır. Bununla birlikte, çocuklar gereksiz yere kendilerini ciddi sağlık problemlerine maruz bırakıyorlar. Büyüme hormonu sadece pahalı ve etkisiz olmakla kalmayıp, çocukları istemeden hastalıklı bir gelecekle yüz yüze bırakabilir. Biyoteknoloji ürünü olan insan büyüme hormonunun kullanımı, kan kanseri ve melanoma ile bağlantılıdır.
Biyoteknolojiyle üretilen Bovvine büyüme hormonu (BBH) ineklerin süt verimini %5’ten %20’ye kadar artırabilir. Ama Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Birleşik Devletler kısa bir süre önce BBH üzerine 7,5 yıllık bir yasaklama koydular. Politikacılar geniş çaplı BBH kullanımının küçük çiftlikleri ezeceğinden ve süt ürünleri endüstrisini yeniden yapılandıracağından endişelendiler. BBH kullanımı da ineklerde meme iltihabı vakalarında artışla sonuçlandı.
ABD hükûmeti için çalışan bilim adamları, normalde çok daha büyük bir “süper domuz” yaratmak ümidiyle insan büyüme genlerini domuzların daimi genetik kodlarının içine yerleştirdiler. Daha fazla büyümek yerine, mafsal iltihaplı, eğik bacaklı ve şaşı gözlü bir domuz doğdu. Her yıl onbirlerce değiştirilmiş genli hayvan yaratılmaktadır, bunların birçoğu insan genleri içermektedir. Sazan, kedi balığı, alabalık ve som balığı boylarını ve üretimlerinin artması için insanlardan, kedi yavrularından ve farelerden alınan bir dizi genlerle yeniden yapılandırılmaktadır. Eğer çevreye bırakılırsa yeni dönüşmüş balıklar, yerli türlerin gen havuzunu hızla ve daimi olarak kirleterek, yerli türlerle çiftleşebilir.
Wishtar Pennsylvania Enstitüsü biyoteknik olarak üretilmiş olan sözde kuduz aşısını ABD’de test etmek için izin alamadı. Bunun yerine, ABD ve Arjantin’in haberi olmadan, aşısını Arjantin’de test etti. Biyoteknolojik aşı hayvanlarda da sağlıklarının kötüleşmesi ile sonuçlandı ve aynı zamanda deneye dahil olan bazı personele de bulaştı.
Biyoteknolojinin bu henüz tamamlanmamış, önceden tahmin edilemez negatif etkisi biyoteknoloji taraftarlarının, ürünlerinin güvenliğini garanti edemediklerini net bir şekilde göstermektedir. Muhtemel büyük hasar beklentisi, ABD’deki sigorta şirketlerinin biyoteknoloji bağlantılı aktiviteleri sigorta etmeyi reddetmelerinin bir sebebidir; bu da normalde teknoloji riskinin en iyi ölçüsüdür. Biyoteknoloji, insanlığa bilinmeyen bağışlar ihsan etmeyecek, her derde deva olmayacaktır. Şu an olan bitenlere bakarsak, biyoteknoloji potansiyel anlamda bir kabus olabilir.

GENETİK MÜHENDİSLİKLE ÜRETİLEN YEMEKLER 
CİDDİ BİR SAĞLIK RİSKİ

Hayvanlardan, balık, böcek ve bakterilerden alınan genler içeren ve genetik mühendisliği ile üretilen yemekler mağazalarda kısa sürede satışa sunulmak üzereler. Artık gıdalarımızda yapılan genetik değiştirmeler, geleneksel üretme metotlarıyla sonuçlananlardan tamamen farklıdırlar. Ama bu gıdaların satışı, birçok bilim adamının genetik olarak değiştirilmiş gıdaların sağlık ve çevre açısından ciddi sorunlara sebep olabileceğini söylemelerine rağmen, uygun risk değerlendirmesi olmadan ve halkı yeterince bilgilendirmeden izin almak üzeredir.
Genetik mühendislik nedir?
Genler bir organizmanın her kısmı için bir şablon içerir. Genetik mühendislik, kısmen bir organizma tipine ait genleri yapay olarak bir diğerine naklederek bu bilgiyi değiştirme sürecidir.
Bunu niçin yapıyoruz?
Bilim adamları arzu edilir vasıfları bir organizmadan diğerine nakletmeyi istemektedirler; örneğin, zararlı bitki öldürücü ilaçlara dayanıklı tahıllar yapmak veya yemeklerdeki lezzeti artırmak için.
Bu gerekli midir?
İlk bakışta, cazip görünebilir. Bununla birlikte konuların yakından incelenmesi farklı bir manzara sunmaktadır. Bizler artık doğaya müdahale etmenin doğuracağı tehlikelere karşı hazır olmalıyız. Zaten dünya nüfusunu genetik mühendisliğin sunduğu riskler olmadan ekonomik olarak beslemek zorundayız. Ticari ve politik amaçlar, ne yazık ki ortaya çıkabilecek tehlikeleri dikkate alma gereğinden önce geliyorlar.
Tehlikeler nelerdir?

Şimdiye kadar belirlenenler şunları içeriyorlar:
-Gıdalarda yeni toksinler ve alerji meydana getirici maddeler
-Doğal olmayan gıdaların sebep olduğu diğer tahrip edici etkiler
-Mahsüllerde artan kimyasal madde kullanımının sebep olduğu, su ve besin kaynaklarımızda gittikçe artan kirlilik
-Bitki ilaçlarına dayanıklı yabani ot yaratılması
-Hastalığın tür sınırlarının ötesine yayılması
-Mahsüllerde biyolojik çeşitliliğin kaybolması
-Ekolojik dengenin bozulması
-Yapay olarak eklenen özellikler ve kaçınılmaz kusurlar sonraki nesillere ve diğer ilgili ve ilgili olmayan organizmalara geçecektir. Onlar asla iptal edilemez veya belli sınırlar içinde tutulamazlar.

Şimdiki durum nedir?
Aralarında (ekmek, makarna, şekerleme, dondurma, pastalar, bisküviler, margarin, et ürünleri ve vejetaryenler için ete alternatif gıdalar gibi özel işleme tabi tutulan birçok yemeklerde kullanılan) domates, bira mayası, mısır ve soya fasulyesi olan, genetik olarak değiştirilmiş gıdalar, İngiltere ve ABD’de satışa sunulmak üzeredir. Genetik olarak değiştirilmiş organizmalar aynı zamanda kaşar peynirleri ve üzüm tohumu yağı üretmek için de kullanılmaktadırlar. Ama bu sadece başlangıç. Birkaç yıl içinde doğal gıda bulmak hemen hemen imkansız hale gelebilir.
Gıda sanayi ve hükûmet kendi hallerinden memnun görünmektedirler. Onlar bu yeni gıdaların mevcut gıdalardan esasen farklı olmadığını ve hiçbir özel risk taşımadığını kabul ediyorlar. Ama bu kabul, yanlış ve tehlikelidir. Biyoteknologlar tarafından yapılan radikal değişiklikler, doğada meydana gelemezdi ve daha şimdiden toksik yan etkilere sebep oldular. Şimdilerde bazı gıdalar için asgari güvenlik derecesi testi gerekli tutulmakta ve çoğu için hiçbir test istenmemektedir. Hiçbir durumda, bu tip gıdalarla ilgili olarak sağlık üzerinde uzun vadedeki etkileri hakkında testler yapılması zorunlu tutulmamaktadır.
Genetik olarak değiştirilmiş gıdaların çoğu bunu belirtir biçimde etiketlenmeyecek. Zaten, şu anki yönetmeliklere göre üreticiler tüketicileri bilgilendirmeden, genetik olarak değiştirilmiş maddeleri ürünleri içinde piyasaya sunuyorlar. Hükûmetler, halkın isteklerini görmezden geliyor. Tüketici birlikleri tarafından yapılan bir yoklama, tüketicilerin %93’ünün böyle gıdaların açıkça etiketlenmesini istediğini bulmuştur.
Genetik mühendisliğiyle üretilen gıdalar sağlığa dikkat etmeden piyasaya sunuluyor ama zarar verici etkileri geri döndürülemeyecek.
Yapılması gereken nedir?
Mevcut araştırmalar göstermektedir ki, genel sağlığı korumak için genetik mühendislik yoluyla üretilen yemeklere bir yasaklama konması ve genetik olarak değiştirilmiş bütün organizmaların piyasaya sunulmasının geciktirilmesi gereklidir. Aynı zamanda, genetik olarak değiştirilmiş maddeler içeren bütün gıdaların bunu gösterir biçimde etiketlenmesi gerekmektedir. Tam açıklama içeren etiketler, tüketicilerin bilinçli seçim yapmalarına imkan tanıyacaktır. Bu aynı zamanda, bu gıdalardan kaynaklanabilecek sağlık problemlerinin kaynağını bulmada bilim adamlarına da yardım edecektir.

Internet’teki Yeni Çağ/Genetik konulu sayfalardan 
Çeviren: Burak Erker