Deja Vu’nun Üç Tipi

Deja Vu’nun Üç Tipi –

Don Eldridge-

Network dergisinin 57 no’lu sayısındaki “Deja Vu’nun Üç Tipi” başlıklı makalesinde Arthur Funkhouser, deja vu’nun sebepleri olarak ileri sürülenler arasında reenkarnasyon ve geçmiş yaşamların dışlandığını, çünki insanların deja vu sırasında modern eşyaları tanıdıklarını söylemekteydi.

Çocukluğum ve gençliğim sırasında rutin bir şekilde deja vu deneyimledim, belki de ortalama olarak haftada bir kez. Bununla söylemek istediğim şey bir sonra neler olacağını fiziksel olarak bilmek değil ama daha önce deneyimlediğimi bildiğim bölümlerden söz ediyorum. Derken deja vu beni tamamen terk etti. Sanırım, olan şuydu: Gençliğimin sonlarına doğru kendimi eğitmek için bir dürtü hissettim, böylece hayatta yeni bir yöne yöneldim.
Bir akşam, ben 19 yaşındayken, konuşmakta olduğum adam bana birdenbire “Don, ne dedim ben şimdi?” diye sordu. Söylediklerini ona söyledim. Başını salladı: “Hayır, ben bunları 15-20 dakika önce söylemiştim. Ne oldu sana?” dedi. Kafam karıştı ve benimle dalga geçtiğini sandım. O ise “benim” orayı terk ettiğimi ve geri dönmem için sabırla beklediğini söyledi. O sırada birkaç ay önceki bir olayı hatırladım, arabamı sürerken on beş dakika kadar “kaybolmuştum”. Arabamı şuursuzca kullandığımı fark ettiğimde bayılacak gibi olmuştum. O sırada arkadaşımın ciddi olduğunu anladım, bir tür beden dışı deneyim yaşamıştım. Ama benim açımdan ayrılışım ve dönüşüm arasında hiçbir ayrım yoktu. Tek başıma isem, zamana dikkat etmiyor ve etrafta dolaşmıyorsam, “kayıp zaman” bölümlerini saptamak imkansızdı. Geriye baktığımda, bu bölümler esnasında bir biçimde eğitildiğimi, yeni bir yola yöneltildiğimi hissediyorum. Bu da deja vu’yu neden artık deneyimlemediğimi açıklıyor.

Kırk altı yaşımdayken, zorlu bir günün sonunda yorgun ve fiziksel acı içinde eve doğru yürüyordum. Birden kendimi bedenimin dışında, üstünde ve sağa doğru bir noktada buldum. Artık acı ve yorgunluk yoktu; robot ise aşağıda ayaklarını sürümeye devam ediyordu. Yolun sonuna baktım; sonsuzluğu görebiliyordum. Yolun sonu yoktu (bunu artık gözümde canlandıramıyorum). O yolu sayısız kez yürüdüğümü ve yolumu son derece iyi bulmayı başarana kadar yürümeye devam edeceğimi biliyordum, o zaman bu sonsuz tekerleği terk edebilecektim. Bir süre sonra bana aynı şeyleri söyleyen canlı bir rüya gördüm.

Eğer kişi aynı hayatı tekrar tekrar yaşıyorsa, bu çağdaş eşyaları tanıyabilmeyi açıklayabilir. Tam olarak aynı hayatı yaşamak amaçsız olacaktır, öyleyse davranışımızı değiştirmek ve farklı yollara gitmek için yeterli hür irademiz olmalıdır. Bu yollar bazen yakın hatta bazen örtüşen paralel dünyalar olabilirler. Bunu söylememin nedeni, 30 yıl kadar hiç deneyimlemedikten sonra, 49 yaşımda tek bir deja vu deneyimi yaşamış olmamdır.